Monday 12 March 2018

33. Büyükİfşaat ve Kanaga hakkında kısaca...


33. Büyük İfşaat ve Kanaga hakkında kısaca...

İfşaa: (gizli bir şeyi) açığa vurma, açıklama, yayma.

Conspiracy: (Komplo): Bir kimseye, bir kuruluşa karşı toplu olarak alınan gizli karar, gizli düzen

                               (Venüs Elçisi Valian Thor)

İfşaa çağında yaşıyoruz. Yani tüm sırların döküldüğü, döküleceği bir devir…
Dünya tarihimiz sırlar ve yanlış yönlendirmeler üzerine kurulu. İnsanın gözünü açabilecek, aklını uyandırabilecek her tür öz bilgi, coğrafya, tarih, felsefe, din, fizik, kimya, biyoloji, psikoloji vb. bilimlerden sistematik olarak yok edilmiş, saklanmış,  üstlerine yalan, yanlış dolu bilgiler hakikatmişçesine jenerasyonlar boyu yayılmış. 

Dünya ve insanlık olarak binlerce yıl yükselecek bir bilinç dalgasının başındayız. O bilinç birlik bilincidir. İçinde sırların ikiliğini taşımaz. Yıldızlar, gezegenler, güneş patlamalarından çıkan radyasyon bizi öyle enerjisel geometrilerin merkezinde, ışık içinde bırakıyor ki, sır saklamaya çalışırken kendimizi ele veriyoruz. İnsanlığa binlerce yıl egoist amaçlarıyla yön vermiş güç konumundaki guruplar, varlıklar büyük hatalara düşüyor ve çok uzun süre sakladıkları sırlar kendini açık ediyor. O sırları yeniden saklama isteğiyle bu defa ifşaatı kendi ellerine alıp, kontrollü ifşaa yaparken bir taraftan doğru tınlayan bilgilerin içine akıl karıştırıcı yalan bilgiler katıyorlar. Diğer taraftan da uzun süre kirli sisteme hizmet etmiş insanlar vicdanlarının sesiyle hakikati paylaşmaya başladıklarında, onları komplo teorisi üretmekle suçluyorlar, komik duruma düşürmeye çalışıyorlar. Bunu beceremezlerse intihar veya hastalık süsü vererek hayatlarını bitiriyorlar. Buna rağmen her gün, her alanda cesur insanların öne çıkıp konuşmasıyla, büyük ifşaat dünya çapında düzenli bir hızla ilerliyor.

Komplo teorisi olarak gösterilen, buna rağmen ilgili konu ile ilgili araştırma yapan, konuşan, ifşaa edenlerin işlerinin sonlandırıldığı, akıl hastanesine kapatıldığı, ya da öldürüldüğü, en bilindik sırlara birkaç örnek verirsek:

-          Çocuk aşıları, bebek ölümlerine ve otizme neden oluyor.

-           Dünya nüfusunu azaltmak için hastalıklar yaratıp, ilacıymış gibi de kısırlığa yol açan aşılar üretip yayıyorlar. 

-          Radyo, tv, telefon sinyalleri ile insanların düşünsel gücünü düşürüyorlar

-          Diş macunlarının ve suların içine kattıkları florür ile epifiz bezine (pineal gland)zarar verip, kendi kendine karar alamayan itaatkar insanlar yaratıyorlar. İnsanların ruhları ile iletişimini zayıflatıyorlar.

-          Geo engineering teknolojileri ile dünya atmosferine kumanda edebiliyor, diledikleri hava durumunu yaratabiliyorlar. Deprem yaratabiliyorlar.

-          Dünyanın etrafındaki konumlanmış binlerce uzay gemisinin neden burada olduklarını saklayabilmek için milyonlarca dolar para harcıyorlar.

-          Bir taraftan da kontrollü ifşaat ile buradalar ama dünyayı istila etmek için buradalar hikayesini alttan alttan filmler ile, youtube kanalları ile sunarak korku yaratıyorlar.

-          Dünya ülkelerinin başkanlarını, büyük bilim insanlarını, devlet-asker-polis içindeki kilit konumdaki insanları ya klonlama ile tamamen değiştiriyor, ya da akıl kontrolü altında tutuyorlar.

-          Chem trail – uçaklar ile gök yüzünde kimyasal izler bırakıyorlar. Bu kimyasal izlerin içinde insan sağlığını etkileyen, nano çipler, robotlar, zehirler var.

-           Zero point energy – yakıtsız, sıfır kaynaklı, (evrensel enerji ile çalışan) jeneratörlerin üretilmesine engel olup, petrol savaşlarını sürdürüyorlar.

-          Dünyanın gerçek tarihi saklanıyor. Sümer tabletlerinde Annunaki isminde bir uzaylı ırkından bahsediliyor. Vaktinde dünyaya gelmiş,dünyada buldukları maymunların Dna'sıyla kendi dna'larını birleştirerek kendilerine hizmet edecek insan ırkını yaratmışlar. Adem ve Havva yaratılmış. (Bu bilginin yayılması, halkları kontrol etmek için din aracını kullanan gurupları sarsıyor.)  

-          Aşkın zıt kutbu olan korku enerjisini yaymak için sahip oldukları medya kanallarından dünyanın sonunun geldiğini, 3. Dünya savaşını başlatacaklarını söylüyor, çıkarttıkları afetlerle dünyanın yandığını, bittiğini gösteriyorlar. 


Oysa çok güzel şeyler oluyor. Öyle güzel şeyler oluyor ki, bakan görür, arayan bulur.   İnsanların akıllarına ve kalplerine kara büyü ile ektikleri umutsuzluk sisi gün ve gün açılıyor.
Korku zincirine bağlı tuttukları insanlar kendilerini özgürleştirip hakikati ifşaa ediyor.

Büyük ifşaatta bir diğer rol ise kendi ışığına uyanmış, bilinci yükselen insanların, dünyaya daha büyük bir pencereden bakıp gördüklerini paylaşmalarıdır.

Mehmet Günsür ve birlikte çalıştığı ekip sessiz bir mütavazilikle dünya tarihine, bilime ve ruhaniyete ışık tutarak, Kanaga isminde bir Web dizisi hazırlıyorlar. İlk sezonun tamamı çekilmiş, her hafta 15er dakikalık birkaç bölümü yayınlanıyor. Mehmet Günsur, dizide Mardin ismindeki bir kuantum fizikçisini canlandırıyor. 30 yıl evvel öldüğü söylenen dünyaca tanınmış bir arkeolog olan babasının bıraktığı izleri takip ederek, onu arıyor.

Babası ona diyor ki;

“Uzak geçmişin insanları, evrenin ve insanlığın kaynak kodunun aynı ve doğanın bütün elementlerinin bunun bir parçası olduğunu biliyorlardı. Bu kaynağa ister ruh, ister aşk diyelim; ateşi, suyu, havayı ve toprağı sonsuzca birleştiren O’dur.
Dünya konuştu, eski insanlar onu dinlediler. Bu kadim bilgi gelenek oldu. Biz bu bilgeliği kaybettik. Unutulmayacak olanı unuttuk. Bir arkeolog olarak kutsal bilgiyi bu güne taşıyıp geleceği kurmanın benim sorumluluğum olduğunu düşünürdüm. Şimdi anlıyorum ki kadim zamanların bilgeliği çok daha derin ve gizemli. Bu derinlikte kaybolmadan yolumu bulabilecek miyim?”

Babasını ararken Mardin kendini bulacak, kendisine bağışlanmış güçleri keşfedecek.

Kendi olanaklarıyla çektikleri bu diziyi izlerken bir Hollywood filmi tadında görsel efektler beklemeyin derim. Bu filmin tadı başka. Aşkla yapıldığı için, bütüne hizmet ettiği için, hakikate doğru yolculuk ettiği için, bambaşka bir tadı duyarak izleyeceksiniz. Özü arayışın mistik ve gizemli çekiciliğini veriyor.


                                                 (Böyle bir dizi henüz japonya'da yok)



Bütün varlıklar kendini bulsun,
Kendini bilsin.

Aşkla

----


Mayıs ayında Mucize’ye yolculuğumuz Dünya’nın kalp çakrası olan Hawaii’ye, oradan Dünyanın taç çakrası olan Shasta Dağına, ve Peru’nun kutsal vadisine doğru devam edecek. Dünya çakralarından yapacağımız toplu meditasyon çalışmalarını hem blog sayfasından hem de facebook’tan vakti geldikçe duyuracağım.
(Shasta Dağı kuvvetli topraklanma nedeniyle pek çok kişi tarafından kök çakrası olarak algılanıp tanımlanır. Bizse ilk deneyimimizde gördüğümüz ve içinde oturduğumuz mor alev enerjisi nedeniyle oranın taç çakrası olduğunu tahmin ediyoruz)

Bütünün hayrına olan yolculuğumuzda bize maddi destek sunmak isterseniz email ve ya fb aracılığıyla ulaşabilirsiniz.

O vakte kadar uzaktan görü rehberlik ve şifa seanslarım devam ediyor. Seans isteğinizi strongwings121212@gmail.com adresine gönderebilirsiniz.




  

No comments:

Post a Comment

Note: only a member of this blog may post a comment.