33. Büyük İfşaat ve Kanaga hakkında kısaca...
İfşaa: (gizli
bir şeyi) açığa vurma, açıklama, yayma.
Conspiracy:
(Komplo): Bir kimseye, bir kuruluşa
karşı toplu olarak alınan gizli karar, gizli düzen
İfşaa çağında yaşıyoruz. Yani tüm sırların döküldüğü,
döküleceği bir devir…
Dünya tarihimiz sırlar ve yanlış yönlendirmeler üzerine
kurulu. İnsanın gözünü açabilecek, aklını uyandırabilecek her tür öz bilgi,
coğrafya, tarih, felsefe, din, fizik, kimya, biyoloji, psikoloji vb.
bilimlerden sistematik olarak yok edilmiş, saklanmış, üstlerine yalan, yanlış dolu bilgiler
hakikatmişçesine jenerasyonlar boyu yayılmış.
Dünya ve insanlık olarak binlerce yıl yükselecek bir bilinç
dalgasının başındayız. O bilinç birlik bilincidir. İçinde sırların ikiliğini
taşımaz. Yıldızlar, gezegenler, güneş patlamalarından çıkan radyasyon bizi öyle
enerjisel geometrilerin merkezinde, ışık içinde bırakıyor ki, sır saklamaya
çalışırken kendimizi ele veriyoruz. İnsanlığa binlerce yıl egoist amaçlarıyla
yön vermiş güç konumundaki guruplar, varlıklar büyük hatalara düşüyor ve çok
uzun süre sakladıkları sırlar kendini açık ediyor. O sırları yeniden saklama
isteğiyle bu defa ifşaatı kendi ellerine alıp, kontrollü ifşaa yaparken bir
taraftan doğru tınlayan bilgilerin içine akıl karıştırıcı yalan bilgiler katıyorlar.
Diğer taraftan da uzun süre kirli sisteme hizmet etmiş insanlar vicdanlarının sesiyle
hakikati paylaşmaya başladıklarında, onları komplo teorisi üretmekle
suçluyorlar, komik duruma düşürmeye çalışıyorlar. Bunu beceremezlerse intihar
veya hastalık süsü vererek hayatlarını bitiriyorlar. Buna rağmen her gün, her
alanda cesur insanların öne çıkıp konuşmasıyla, büyük ifşaat dünya çapında
düzenli bir hızla ilerliyor.
Komplo teorisi olarak gösterilen, buna rağmen ilgili konu ile
ilgili araştırma yapan, konuşan, ifşaa edenlerin işlerinin sonlandırıldığı,
akıl hastanesine kapatıldığı, ya da öldürüldüğü, en bilindik sırlara birkaç örnek
verirsek:
-
Çocuk aşıları, bebek ölümlerine ve otizme neden
oluyor.
-
Dünya
nüfusunu azaltmak için hastalıklar yaratıp, ilacıymış gibi de kısırlığa yol
açan aşılar üretip yayıyorlar.
-
Radyo, tv, telefon sinyalleri ile insanların
düşünsel gücünü düşürüyorlar
-
Diş macunlarının ve suların içine kattıkları
florür ile epifiz bezine (pineal gland)zarar verip, kendi kendine karar
alamayan itaatkar insanlar yaratıyorlar. İnsanların ruhları ile iletişimini
zayıflatıyorlar.
-
Geo engineering teknolojileri ile dünya
atmosferine kumanda edebiliyor, diledikleri hava durumunu yaratabiliyorlar.
Deprem yaratabiliyorlar.
-
Dünyanın etrafındaki konumlanmış binlerce uzay
gemisinin neden burada olduklarını saklayabilmek için milyonlarca dolar para
harcıyorlar.
-
Bir taraftan da kontrollü ifşaat ile buradalar
ama dünyayı istila etmek için buradalar hikayesini alttan alttan filmler ile,
youtube kanalları ile sunarak korku yaratıyorlar.
-
Dünya ülkelerinin başkanlarını, büyük bilim
insanlarını, devlet-asker-polis içindeki kilit konumdaki insanları ya klonlama
ile tamamen değiştiriyor, ya da akıl kontrolü altında tutuyorlar.
-
Chem trail – uçaklar ile gök yüzünde kimyasal
izler bırakıyorlar. Bu kimyasal izlerin içinde insan sağlığını etkileyen, nano çipler,
robotlar, zehirler var.
-
Zero point
energy – yakıtsız, sıfır kaynaklı, (evrensel enerji ile çalışan) jeneratörlerin
üretilmesine engel olup, petrol savaşlarını sürdürüyorlar.
-
Dünyanın gerçek tarihi saklanıyor. Sümer tabletlerinde
Annunaki isminde bir uzaylı ırkından bahsediliyor. Vaktinde dünyaya gelmiş,dünyada
buldukları maymunların Dna'sıyla kendi dna'larını birleştirerek kendilerine
hizmet edecek insan ırkını yaratmışlar. Adem ve Havva yaratılmış. (Bu bilginin
yayılması, halkları kontrol etmek için din aracını kullanan gurupları sarsıyor.)
-
Aşkın zıt kutbu olan korku enerjisini yaymak
için sahip oldukları medya kanallarından dünyanın sonunun geldiğini, 3.
Dünya savaşını başlatacaklarını söylüyor, çıkarttıkları afetlerle dünyanın yandığını, bittiğini gösteriyorlar.
Oysa çok güzel şeyler oluyor. Öyle güzel
şeyler oluyor ki, bakan görür, arayan bulur. İnsanların
akıllarına ve kalplerine kara büyü ile ektikleri umutsuzluk sisi gün ve gün
açılıyor.
Korku zincirine bağlı tuttukları insanlar
kendilerini özgürleştirip hakikati ifşaa ediyor.
Büyük ifşaatta bir diğer rol ise kendi ışığına
uyanmış, bilinci yükselen insanların, dünyaya daha büyük bir pencereden bakıp
gördüklerini paylaşmalarıdır.
Mehmet Günsür ve birlikte çalıştığı ekip sessiz
bir mütavazilikle dünya tarihine, bilime ve ruhaniyete ışık tutarak, Kanaga
isminde bir Web dizisi hazırlıyorlar. İlk sezonun tamamı çekilmiş, her hafta
15er dakikalık birkaç bölümü yayınlanıyor. Mehmet Günsur, dizide Mardin
ismindeki bir kuantum fizikçisini canlandırıyor. 30 yıl evvel öldüğü söylenen
dünyaca tanınmış bir arkeolog olan babasının bıraktığı izleri takip ederek, onu
arıyor.
Babası ona diyor ki;
“Uzak geçmişin insanları, evrenin ve
insanlığın kaynak kodunun aynı ve doğanın bütün elementlerinin bunun bir
parçası olduğunu biliyorlardı. Bu kaynağa ister ruh, ister aşk diyelim; ateşi,
suyu, havayı ve toprağı sonsuzca birleştiren O’dur.
Dünya konuştu, eski insanlar onu dinlediler.
Bu kadim bilgi gelenek oldu. Biz bu bilgeliği kaybettik. Unutulmayacak olanı
unuttuk. Bir arkeolog olarak kutsal bilgiyi bu güne taşıyıp geleceği kurmanın
benim sorumluluğum olduğunu düşünürdüm. Şimdi anlıyorum ki kadim zamanların
bilgeliği çok daha derin ve gizemli. Bu derinlikte kaybolmadan yolumu
bulabilecek miyim?”
Babasını ararken Mardin kendini bulacak,
kendisine bağışlanmış güçleri keşfedecek.
Kendi olanaklarıyla çektikleri bu diziyi
izlerken bir Hollywood filmi tadında görsel efektler beklemeyin derim. Bu
filmin tadı başka. Aşkla yapıldığı için, bütüne hizmet ettiği için, hakikate
doğru yolculuk ettiği için, bambaşka bir tadı duyarak izleyeceksiniz. Özü arayışın
mistik ve gizemli çekiciliğini veriyor.
(Böyle bir dizi henüz japonya'da yok)
Bütün varlıklar kendini bulsun,
Kendini bilsin.
Aşkla
----
Mayıs ayında Mucize’ye yolculuğumuz Dünya’nın
kalp çakrası olan Hawaii’ye, oradan Dünyanın taç çakrası olan Shasta Dağına, ve
Peru’nun kutsal vadisine doğru devam edecek. Dünya çakralarından yapacağımız
toplu meditasyon çalışmalarını hem blog sayfasından hem de facebook’tan vakti
geldikçe duyuracağım.
(Shasta Dağı kuvvetli topraklanma nedeniyle pek çok kişi tarafından kök çakrası olarak algılanıp tanımlanır. Bizse ilk deneyimimizde gördüğümüz ve içinde oturduğumuz mor alev enerjisi nedeniyle oranın taç çakrası olduğunu tahmin ediyoruz)
Bütünün hayrına olan yolculuğumuzda bize
maddi destek sunmak isterseniz email ve ya fb aracılığıyla ulaşabilirsiniz.
O vakte kadar uzaktan görü rehberlik ve şifa
seanslarım devam ediyor. Seans isteğinizi strongwings121212@gmail.com
adresine gönderebilirsiniz.
No comments:
Post a Comment
Note: only a member of this blog may post a comment.